2 Ocak 2008 Çarşamba

ESTETİK PLASTİK ve REKONSTRRÜKTİF CERRAHİ NEDİR ?

Plastik Cerrahi sadece Estetik Cerrahi demek değildir. İnsan vücudunun bütünlüğü ve dış görünümü; tümör, enfeksiyon, iş ve trafik kazaları ve yanık gibi nedenlerle bozulmuş olabilir. İnsan bedenindeki bu değişiklikler, kişinin günlük yaşamını etkileyebilir, estetik görünümünü ve ruh sağlığın bozabilir. Doğuştan var olan bazı işlevsel ve estetik şekil bozuklukları da kişide yukarıda sayılan sıkıntılara yol açabilir. Plastik cerrahi, doğuştan olan veya sonradan ortaya çıkan bu sorunları düzelterek, kişinin yaşamını fonksiyonel, estetik ve ruhsal açıdan kolaylaştırarak topluma kazandıran bir tıp uzmanlık dalıdır.

Plastik cerrahi uzmanları yeniden yaratan sihirbaz değil, görünümü bozulmuş yada fonksiyonunu kaybetmiş bir organın kabul edilebilir görünüm ve fonksiyonel hale getirebilmesi için, temel cerrahi prensipler doğrultusunda onarım yapan Hipokrat Yemini etmiş tıp doktorlarıdırlar.

Günlük konuşmalarda kısaca “Plastik Cerrahi” diye geçen tıp branşının asıl adı “Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi” dir. Plastik sözcüğü eski Yunan dilinde “plastikos”, Latince’de “plasticus” sözcüğünden gelmektedir. “Yoğrulabilir”, “şekil verilebilir” anlamındadır. Rekonstrüktif sözcüğü ise Latince “reconstruction” kelimesinden türetilmiştir. “Yeniden oluşturma” ve “onarım” anlamına gelir.

Plastik cerrahi ameliyatlarında genellikle kişinin kendi dokularından yararlanılır, gereğinde onarım için silikon gibi suni maddeler de kullanılır. Bu tanımlardan da anlaşıldığı gibi, plastik ve rekonstrüktif cerrahinin hedefi , mevcut bozukluğa göre dokuların yeniden şekillendirilmesi ile bireye en iyi estetik görünümü ve fonksiyonu kazandırmaktır.

Plastik cerrahi ameliyatları, vücudun herhangi bir bölgesi veya organı ile sınırlı olmayıp, saçlı deriden ayak tırnağına kadar vücudun tüm bölgelerinde uygulanabilir. Her yaş grubundaki hastaya hitap eder. Çocuklarda; dudak damak yarıkları, kepçe kulak, kafa kemiklerinde şekil bozukluğu, doğum lekeleri, parmaklarda yapışıklık, fazla parmak gibi doğumsal sekil bozuklukları, gençlerde; meme yokluğu, meme deformiteleri, çene şekil bozuklukları, burun deformiteleri gibi gelişim bozuklukları; orta ve ileri yaşlarda ise yaşlanmanın genel etkileri ile ortaya çıkan sorunlarla ilgilenir. Hayvan ısırması, iş ve trafik kazaları, yanık, yüz siniri felci, kapanmayan yaralar (yaralanma, şeker hastalığı, varis ve yatak yaraları vb), enfeksiyon, tümörler ve diğer hastalıklar tüm yaş gruplarında görülen problemlerdir ve plastik cerrahinin ilgi alanındadır.

Plastik cerrahide hasta bir bütün olarak ele alınır. Sebep ne olursa olsun, mevcut estetik görünüm ve şekil bozukluklarının rekonstrüksiyonu yapılırken, uygulanacak ameliyatın uzak sonuçları daima göz önünde tutulur. Sadece estetik kaygılarla ameliyat talep eden kişilerin psikolojik durumlarının dikkate alınması ve bazen psikiyatrik muayene istenmesi gerekebilir. Günümüzde estetik ameliyat olmak utanılacak bir şey değildir. Vücut görünümünün düzeltilmesi, çoğu zaman insanın özgüven duygusunu arttırır. Bu açıdan plastik cerrahi, cerrahinin psikiyatri bölümü olarak da adlandırılabilir.

Plastik cerrahi sadece fiziksel ve estetik görünüşü düzeltmeyi değil, gerek varsa, fonksiyonları da eski haline getirmeye çalışır. “Kozmetik yada Estetik” ve “Rekonstrüktif” işlemler tam anlamı ile birbirinden ayrılabilir mi? Bu sorunun yanıtı kesin değildir. Gillies, rekonstrüktif işlemlerin hastanın normale dönüşü, estetik girişimlerin ise normalin ötesinde işlemler olarak ayırt etmiştir. Aslında bu iki işlem tam olarak birbirinden ayrılamaz. Hasta ameliyat edilirken her iki açıdan da değerlendirilir. Plastik cerrahide de diğer cerrahi branşlarda olduğu gibi standart ameliyatlar mevcuttur. Ancak hastadaki mevcut soruna göre, temel cerrahi teknik ve prensiplerine sadık kalınarak, çok değişik modifikasyonlar da uygulanır. Hastadaki görünüm yada fonksiyon eksikliği geniş bir yelpazede değerlendirilir ve hasta için en iyi sonuç verecek ameliyat seçilir. Plastik cerrahinin, probleme sanatçı gözüyle yaklaşımı ve yaratıcılık özelliği burada kendini gösterir.

Buraya kadar sıralanan özellikleri nedeniyle, plastik cerrahi hemen hemen tüm tıp branşlarına özellikle de cerrahi branşlara konsültan hekim olarak destek verir. Plastik cerrahi uzmanına başvuran hastalar iki ana grupta toplanır. Yukarıda sayılan sorunların herhangi biri nedeniyle doğrudan veya diğer branşlardan sevk edilen hastalara, özellikle organlara fonksiyon ve bunun yanında uygun estetik görünüm kazandırmak amacıyla “Rekonstrüktif Cerrahi” uygulanır. İkinci grubu ise mevcut anatomik yapıları normal ancak daha iyi bir dış görünüm isteyen hastalar oluşturur. Bu gruba da “estetik yada kozmetik cerrahi” uygulanır.

İster rekonstrüktif ister estetik amaçlı olsun, plastik cerrahide uygulanan ameliyatlar oldukça geniş kapsamlıdır. Genel anlamıyla, sebebi ne olursa olsun, vücudun her tarafındaki deri, deri altı, kas ve kemik dokularını etkileyen kayıpların onarımı, eksik doku ve organların tamamlanması veya görünüm yada fonksiyon bozukluğuna yol açan istenmeyen fazla dokuların vücuttan uzaklaştırılması için plastik cerrahi ameliyatları uygulanır. Hedef, vücudun fonksiyon ve estetik bütünlüğünün sağlanmasıdır.

Plastik cerrahinin önemini vurgulayan bir durum aşağıdaki örnekle kendiliğinden ortaya çıkmaktadır, şöyle ki; damak yarığı anomalisi ile doğan bir bebek öncelikle çocuk hastalıkları, daha sonra çocuk cerrahisi ve belki de daha sonra kulak burun boğaz uzmanı tarafından görülmektedir. Hastanın yaşı ve damağındaki problem nedeniyle yukarda sıralanan uzmanlık dalları tarafından tedavi edilecekmiş gibi görünmektedir, fakat bu üç branş tarafından da bebek tedavi edilememektedir. Damak yarıklı bir bebek, ancak plastik cerrahi tarafından ameliyat edilebilmektedir. Burada pratisyen ve diğer uzman hekimlere düşen görev, hastayı ve ailesini telaşlandırmadan, yönlendirmektir. İlk olarak hastanın nasıl besleneceği ve orta kulakta ortaya çıkabilecek sorunlarından nasıl korunacağı öğretilmeli, daha sonra plastik cerrahiye gönderilmelidir.

Benzer şekilde, yaşlanmağa ve güneş ışığı etkisine bağlı sorunlar, estetik bir sorun gibi görünmekle birlikte, çoğu zaman onarım gerektirir. Örneğin, gözkapağı sarkıklığını düzeltmeye yönelik ameliyat görmeyi, sağlamak ve dolayısıyla gözü kurtarmak amacıyla yapılır. Yüz felcinde ise dış görünüm yanında, yüzdeki dengeyi sağlamak, mimik kaslarına fonksiyon kazandırmak amacı ile bir seri ameliyatlar yapılır. Yine, genetik, hormonal değişiklikler yada bazı hastalıklar sonucu oluşan, büyük ve sarkık bir meme, kadında sırt ve boyun ağrılarına sebep olabilir, kamburluğa yol açabilir, sütyenin kol sinirlerine baskı yapmasına bağlı kolda uyuşmalar olabilir. Meme küçültme ameliyatı, hem memelere doğal bir görünüm kazandırır, hem büyük memenin yol açtığı sorunlar uzaklaştırılmış olur ve böylece kişinin yaşamı kolaylaşır.

Meme konusunda verilebilecek diğer bir örnek, kanser nedeni ile memesi alınmış kadınlardır. Kanser hastalığının yarattığı korku yanında memenin kaybedilmesi, kadının psikolojisini, günlük yaşamını, giyimini ve cinsel hayatını olumsuz etkiler. Bu kişilere yeniden meme yapılması estetik bir ameliyat değil, kaybedilen bir organın yerine konmasını sağlayan rekonstrüktif bir işlemdir.

Son olarak verebileceğimiz bir örnek “kepçekulak deformitesi” dir. Kepçe kulak, özellikle okul çağındaki çocuklarda ağır psikolojik sorunlara neden olur. Çocuklar genelde acımasız oldukları için, kepçe kulak deformitesi olan çocukla alay ederler, ona isim takarlar. Çocuğun psikolojik yapısı bozulabilir, okul başarısı olumsuz yönde etkilenebilir. Bu nedenle kepçe kulak ameliyatı çocuk okula başlamadan önce yapılır.

Baş boyun ve yüz bölgesi plastik cerrahinin özel ilgi alanlarından bir tanesidir. Günümüzde değişik uzmanlık dallarının birlikte çalışması ile, eskiden düzeltilemeyen ya da çok zor düzeltilebilen ciddi doğumsal anomaliler ve fonksiyon bozuklukları kolayca düzeltilebilmektedir. Ulaşılması zor tümörler ameliyatla çıkarılabilmekte ve gereğinde serbest doku nakilleri ile rekonstrüksiyon yapılabilmektedir. Plastik cerrahinin uzman olduğu alanlarından biri de el cerrahisidir. El yaralanmaları, doğumsal ve sonradan olma el deformiteleri, yanık sekellerinin tedavisi plastik cerrahi tarafından yapılmaktadır. Mikrocerrahi ile mikroskop altında 0.5 mm. çapındaki bir damara 8 adet dikiş konulabilmektedir. Günümüzde parmak gibi, kopmuş organ parçalarının sadece eski yerine tutturulması değil aynı zamanda fonksiyon kazandırılması da göz önünde tutulmaktadır. Mikrocerrahi ile serbest doku nakilleri de mümkün hale gelmiştir.

Plastik cerrahinin en çok dikkati çeken ve medyada yer alan tarafı estetik yada kozmetik cerrahidir. Görünümünden memnun olmayan bu nedenle psikolojik sorunları olan kişilere, özgüveni artırmak, yaşama bağlamak ve kendisini daha iyi ve güçlü hissettirmek amacıyla bir seri ameliyatlar yapılmaktadır. Bunlara örnek olarak, yüz germe, meme küçültme, büyütme, ,dikleştirme, estetik burun ameliyatı, liposuction gibi düzeltme ameliyatları sayılabilir.

Kişiyi rahatsız eden soruna temel cerrahi prensipleri içeren ameliyat tekniklerinin kılavuzluğunda, sanatçı gözüyle yaklaşım şarttır. Kişinin doku yapısı ve kalitesi, yaş, ırk özellikleri, sistemik hastalıkları,sigara, alkol gibi alışkanlıklar, ilaç kullanımı ve yara iyileşmesi şekli sonucu etkileyen faktörlerdir. Bu bilgiler ışığında ,alınacak sonuç önceden görülmelidir. Estetik ameliyatlar mucize yaratmaz, plastik cerrahlar elinde sihirli değnek

Hiç yorum yok: