7 Şubat 2008 Perşembe

Estetik

Kant’a göre estetik us, kuramsal us’la uygulayıcı us arasında bir köprüdür ve kuramın uygu alanındaki denetçisidir. Estetik us, bir yargı gücüdür ve doğru düşüncenin iyi uygulandığını güzel yargısıyla yargılar. Kant’a göre güzel olan, doğrunun iyilikte gerçekleştirilmesidir. Kant’ın bu düşüncesinde Yunan felsefesinde olduğu gibi güzel’i iyi ile birleşik kılan bir ereklilik belirse de, Kant bunu biçimsel bir ereklilik “ereği olmayan ereklilik” olarak tanımlar. Daha açık bir deyiş ile güzel’in ereği kendisidir; güzel, güzel olduğu için istenilir. Güzel’in ereği başkaca hiçbir erek gözetilmeksizin, gene kendisinden doğan estetik hazdır. Güzel, burada bir ereğe koşulmuş olduğundan değil, sadece bir ereğin biçimi olduğundan güzeldir. Buysa, hiçbir karşılığı gerektirmeksizin, salt bir hazdır. Kant’a göre estetik yargı, bir beğeni yargısıdır

2 Ocak 2008 Çarşamba

DERİ TÜMÖRLERİ

Cilt Kanserleri
Cilt kanserleri özellikle erkeklerde en sık rastlanan kanser tipidir.
Ülkemizde cilt kanserlerinin sıklığıyla ilgili sağlıklı istatistik veriler yoktur.
Cilt 3 tabakadan meydana gelmiştir.

1) Epidermis

2) Dermis

3) Subcutis

Epidermis cildin en üst tabakasıdır. Vücudu dış etkenlerden korur. Su, elektrolit ve ısı kaybını önler. Ortadaki dermis katının hemen üstünde bazal hücreler dizisi, onun da üstünde dikensi hücreler de denen skuamöz hücreler, daha yüzeyde ise granüllü hücrelerin arasında yer alan ve melanosit denen hücreler bulunur. Melanosit1erden melanin pigmenti sentezi yapılır. Bu pigment diğer epidermis hücrelerine de geçerek derinin normal rengini verir.

Dermis epidermisin altındadır. Kıl follikülleri, ter ve yağ bezleri, damarlar, sinirler bu kattadır. Subcutis deri altı yağ dokusudur. Cilt kanserleri vücudun herhangi bir bölgesinde bulunabileceği gibi %80 baş-boyun bölgesindedir. Vücudun güneş gören bölgeleri deri kanserlerine daha çok adaydır.

KİMLER CİLT KANSERİ OLURLAR?
Cilt kanserinin esas nedeni genellikle güneşten gelen ultraviole ışınlarıdır. Mor ötesi ışın veren elektrik lambaları ve bronzlaştırıcı suni ışık kaynakları da cilt kanserlerine neden olabilir. Ultraviole ışınlarına karşı dünyayı koruyan ozon tabakasının incelmesinin de cilt kanserlerinde ciddi bir artışa neden olduğu bilinen bir gerçektir.

En çok risk altında olanlar.

- Açık tenliler,

- Ciltlerinde kolayca çillenme olanlar,

- Çok fazla sayıda - beni - olanlar ve bunların değişik şekil ve boyutta olması,

-Ailesinde cilt kanseri bulunanlar,

- Açık havada çalışmak ve eğlenmek için çok fazla zaman geçirenler,

- Ekvatora yakın, yüksek rakımlı veya yıl boyunca şiddetli güneş ışığına maruz kalanlar. Bunların dışında,

- Herhangi bir sebeple radyoaktif ışı n tedavisi (radyoterapi) uygulamaları,

- Uzun yıllar iyileşmeden kalan açık yaralar,

- Katran, zift, arsenik vs. gibi kimyasal karsinojen maddelere kronik şekilde maruz kalma,

- Kronik mikrotravmalara maruz kalma gibi nedenlerle de deri

kanserleri gelişebilir.

TİPLERİ NELERDİR?

1. Epidermisteki bazal hücrelerden kaynaklanan Bazal Hücreli Kanser BCC)

2. Skuamöz hücrelerden kaynaklanan Skuamöz Hücreli Kanser (SCC)

3. Melanin hücrelerinden kaynaklanan Malign Melanoma (MM)

BCC; en sık rastlanan cilt kanseridir. Yavaş seyreder. Nadiren başka bölgelere yayılır. Eğer tedavi edilmezse cilt altına ilerleyip kemik ve diğer dokulara atlayabilir. Bu açıdan en tehlikeli olanları göz çevresindekilerdir. BCC nadiren hayatı tehdit eder.

SCC; sık rastlanan diğer bir cilt kanseri tipidir. Dudaklar, yüz ve kulaklarda sık rastlanır. Lenf bezlerine bazen de iç organlara yayılabilir. SCC eğer erken dönemde tanısı konup tedavi edilmezse hayatı tehdit eder duruma gelir.

Cilt kanserlerinin üçüncü tipi olan malign melanomalara daha az rastlanır. Ancak özellikle güneşli bölgelerde yaşayanlarda sıklığı giderek artmaktadır. Cilt kanserlerinin en tehlikeli tipidir. Ancak çok erken teşhis edilirse tam olarak tedavi edilebilme şansı vardır. Teşhis ve tedavide gecikme genellikle ölümcül olmaktadır.

KANSERLEŞEBİLEN BAŞKA CİLT TÜMÖRLERİ VARMIDIR?
Bilinmesi gereken ve sık görülen iki cilt tümörü benler ve keratozlardır. Benler, yoğun pigmentli cilt hücrelerinin kümeleşmesinden oluşur. Bazen ciltten kabarık şekilde, bazen ciltle aynı seviyededir. Bazen doğuştan beri vardır. Bazen de sonradan çıkabilir. Bir çoğunun tehlikesi olmamasına rağmen doğuştan beri var olan geniş ve kıllı dev benler ile değişik renklerde ve sınırları net olarak seçilemeyen benler malign melanomaya dönüşme riski taşırlar. Benler;

1) Kozmetik nedenlerle,

2) Giysi ve takılarla sürekli tahriş oluyorlarsa,

3) Malign melanomaya dönüşme ihtimalleri nedeniyle cerrahi olarak çıkarılırlar.

Solar veya aktinik keratozlar ise üzerleri pürtüklü veya pullu, kahverengi veya kırmızı renkte yamalar şeklinde görülen cilt tümörleridir. Genellikle cildin güneşe maruz kalan bölgelerinde görülürler. Bunların kansere dönüşme ihtimalleri vardır. Kansere dönüşme belirtileri gösterenler cerrahi olarak çıkarılmalıdırlar.

CİLT KANSERLERİ NASIL TANINIR?
Bazal ve Skuamöz Hücreli Kanserler çeşitli görünüşlerde olabilirler. Genel olarak:

1) Beyaz ve pembe renkli küçük bir kitle şeklinde,

2) Yüzeyi düzgün, parlak veya çukur şeklinde,

3) Kuru, pullu, kırmızı bir nokta şeklinde,

4) Kabuklu, kırmızı, yumru şeklinde,

5) Kabuklu yanyana küçük kitleler şeklinde,

6) Bir yara izine benzeyen beyaz bir yama şeklinde olabilirler.

2-4 haftada iyileşmeyen, kanama ve ağrı yapabilen bu türdeki lezyonların kanser olabileceklerini düşünmek gerekir.

Malign Melanoma ise genellikle bir benden veya normalolan bir ciltten başlayabilir. Herhangi bir bende ortaya çıkan aşağıdaki değişiklikler kanserleşme açısından uyarı kriterleri olarak kabul edilmelidir.

1. Asimetti

2. Kenar düzensizliği

3. Değişik renk tonlarında olma

4. Üzerinde kabuklanma

5. Kanama

6. Kaşıntı

7. Çevresinde kızarıklık

8. Kıllanma artışı

9. Boyutunda 6 mm'den daha fazla veya anormal bir artış olması.

Bu değişikliklerden biri veya birkaçı gözlenen benler cerrahi olarak çıkarılarak Malign Melanoma açısından histopatolojik incelemeye tabi tutulmalıdır.

Eğer tüm bu değişkenler size karmaşık geliyorsa şunu hatırlamak çok önemlidir. Cildinizi tanıyınız ve tepeden - tırnağa düzenli olarak muayene ediniz. Sizi şüphelendiren birşeylere rastlarsanız hemen bir Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanına başvurunuz! Plastik cerrahlar tümörü fonksiyonel yapıyı bozmadan ve en estetik görüntüyü sağlayacak şekilde cerrahi olarak çıkartırlar. Çıkarılan dokunun histopatolojik incelemesi ile tam olarak çıkarılıp çıkarılamadığı, zeminde kalıntı kalıp kalmadığı anlaşılabilir.

TEDAVİSİ NASILDIR?
Tedavi kanserin tipine, büyüme evresine, yerleşim yerine göre değişmektedir. Eğer kanser küçük ise işlem ayaktan, lokal anestezi altında kolayca yapılabilir. Bu küçük ve az tehlikeli tiplerde kazıma (küretaj) veya elektrik akımı ile kanser hücrelerini yoketme (dessikasyon) işlemleri de yapılabilir. Ancak bu metodların tedavi açısından güvenilirliği az, iz bırakma ve deformasyon yapma ihtimalleri fazladır.

Kanser büyükse, lenf nodlarına veya vücudun başka bir bölgesine yayılmış sa büyük cerrahi işlemlere ihtiyaç duyulabilir.

Cilt kanserlerinde muhtemel diğer tedavi seçenekleri kriyoterapi (kanser hücrelerinin dondurularak tahrip edilmesi), radyoterapi (ışın tedavisi), kemoterapi (antikanser ilaçların verilmesi)'dir.

Tedaviye başlamadan önce bu yöntemleri doktorunuzla beraber değerlendirmeli ve aşağıdaki sorulara cevaplar aramalısınız.

- Tümörün yok edilmesi açısından hangi tedavi yöntemi daha güvenlidir?

- Hangi seçenek size daha uygundur?

- Sizdeki kanser tipi için ne kadar etkilidir?

- Olası riskleri ve yan etkileri nelerdir?

- Beklediğiniz fonksiyonel ve kozmetik sonuçlar ne kadar elde edilebilir?

NÜKS OLUR MU? NÜKS ENGELLENEBİLİR Mİ?
Cilt kanserleri nüksedebilir. Ancak nüks riskini azaltmak veya ortaya çıkabilecek nüksün riskini azaltmak mümkündür. Bunun için:

- Doktorunuzun çağırdığı kontrollere düzenli olarak uyunuz.

- Yaz aylarında özellikle de saat 11.00-15.00 arası saatlerde güneşe maruz kalmaktan kaçınınız. Ultraviole ışınlarının su ve buluttan geçip, kum ve kardan yansıyabileceğini unutmayınız.

- Dışarda uzun süre kalmanız gerekiyorsa geniş kenarlı şapkalar ve uzun kollu elbiseler giyiniz.

- Açıkta kalan cilt bölümleri için en az 15 güneş koruma faktörlü kremler kullanınız. Yüzdükten ve terledikten sonra da düzenli aralıklarla bu kremleri kullanmaya devam

ediniz.

Ameliyat nasıl yapılır?
Cerrahi yöntemi ile kötü huylu olduğu düşünülen tümörler, çevreden bir miktar sağlam doku ile çıkarılır. Çıkarılan doku patolojiye gönderilir. Oluşan doku eksikliği plastik cerrahi yöntemleriyle onarılır.

Anestezi:
Tümörün büyüklüğü ve yayılımına gore lokal yada genel anestezi uygulanır.

Ameliyatın Riskleri:

Tümör yeniden oluşabilir.
Patoloji sonucuna göre yeniden cerrahi tedavi ya da ışın-ilaç tedavi gerekebilir.
Dikilmiş yarada akıntı olabilir.
Yara iyileşme süresinde kötü iz (skar) görülebilir.
İyileşme sonucunda oluşan iz (skar) insandan insana farklı olabilmektedir.
Zamanla yara izlerinde değişme görülebilir.
Yara kalın bir iz (skar) bırakarak iyileşebilir. Skarda renk değişikliği ve ağrı olabilir.
Siniri tutan tümör varsa, bu tümörün çıkarılması sonrası felç gelişebilir.
Tümörü tam çıkarmak için çevre sağlam dokulardan (kas, kemik, sinir, damar vb) ya da organlardan (göz, parmak vb) bazılarının çıkarılması gerekebilir
Cildinizi düzenli olarak siz de muayene ediniz. Eğer herhangi bir şüpheniz varsa en kısa sürede plastik cerrahınıza başvurunuz.

DAMAK ve DUDAK YARIĞI

Çocuğun doğmasından uzun bir süre önce, gelişimin ilk haftalarında, dudağın sol ve sağ kenarları ile damak birlikte oluşurlar. Ancak, yaklaşık her 1000 bebekte bir normal birleşme oluşmaz. Dudak ve damak ayrı olarak geliştikleri için, dudak ve damak yarıkları çeşitli varyasyonlarda görülebilirler. Eğer çocuğunuz bu şekilde bir deformite ile dünyaya gelmiş ise, doktorunuz, tedavi için cerrahi onarımı önerecektir. Dudak ve damak yarığı ile dünyaya gelen çocukların tedavisinde önemli ilerlemeler elde edilmiş olup, çoğunuzun normal, sağlıklı ve mutlu bir yaşam geçirmesi için herhangi bir engel bulunmamaktadır. Burada cerrahi girişim ile ilgili temel bilgiler size verilecektir. Bireysel farklılıklar nedeniyle bazı sorularınıza burada cevap bulamayabilirsiniz. Doktorunuza cerrahi girişim ile ilgili aklınıza takılan her türlü soruyu sormaktan çekinmeyiniz.

TAKIM YAKLAŞIMININ ÖNEMİ
Dudak ve damak yarığı ile doğan çocuklar, eşlik eden çeşitli problemler nedeniyle değişik uzmanlık dallarından alınacak yardıma ihtiyaç duyarlar. Plastik cerrahinin yapacağı yarık onarımının yanı sıra beslenmeleri, dişleri, işitmeleri, konuşmaları ve psikolojik gelişmeleri açısından çocuk büyüdükçe değişecek çeşitli problemler ortaya çıkabilecektir. Bu nedenle, ailelerin takım desteği alabileceği merkezlere başvurmaları önemlidir. Genel olarak bu tip bir takımda plastik cerrah, çocuk hastalıkları uzmanı, kulak-burun-boğaz hastalıkları uzmanı, konuşma ve işitme uzmanı, psikolog, genetik danışman, diyetisyen, hemşire ve sosyal danışman yer almaktadır. Bu uzmanların hangisine, ne zaman başvurulacağı plastik cerrah tarafından koordine edilmektedir.

HER CERRAHİ BAZI BELİRSİZLİKLER VE RİSKLERİ TAŞIR
Cerrahi girişim, dudak ve damak yarığı onarımında deneyimli bir plastik cerrah tarafından gerçekleştirilirse iyi bir sonuca ulaşmak mümkündür. Ancak her operasyonda olduğu gibi karşılaşılabilecek çeşitli riskler ve komplikasyonlar da mevcuttur. Dudak yarığı onarımı sonrasında en sık görülen problem, dudağın her iki yanındaki simetrinin sağlanamamasıdır. Dudak onarımındaki temel amaç yarığın tek bir operasyonda kapatılmasıdır ancak zaman zaman ikinci bir işlem gerekli olabilmektedir. Damak yarığı onarımındaki temel amaç ise damaktaki açıklığın kapatılarak çocuğun beslenmesini ve düzgün konuşmasını sağlamaktır. Zaman zaman çeşitli iyileşme problemleri ve konuşma bozuklukları ikinci bir girişimi gerektirmektedir.

CERRAHİNİN PLANLANMASI
Cerrahinin nerede yapılacağı, anestezinin şekli, karşılaşılabilecek sorunlar, iyileşme dönemi, işlemin maliyeti ve ortaya çıkacak sonuç gibi detaylar hakkındaki bilgileri, doktorunuzla yapacağınız ilk görüşmede öğrenebilirsiniz. Çocuğunuzun ameliyat öncesi ve sonrası dönemdeki beslenmesi hakkındaki bilgileri de doktorunuzdan öğrenebilirsiniz. Bağlı olduğunuz sosyal güvenlik sistemleri (Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ –Kur) dudak ve damak yarığı operasyonlarının tüm maliyetlerini karşılamaktadır. Özel sigorta kapsamında iseniz, poliçenizin çocuğunuzu kapsamasına ve cerrahi işlem için verdiği limitlere dikkat ediniz.

DUDAK YARIĞI CERRAHİSİ
Dudak yarığı, üst dudaktaki küçük bir çentikten, burun tabanına uzanan tam bir yarığa kadar geniş bir çeşitlilik gösterebilir. Yarık tek taraflı olabildiği gibi dudağın iki yanında da yer alabilir. Cerrahi girişim genellikle çocuk 6 - 10 haftalık iken gerçekleştirilmektedir. Dudak yarığını onarmak için, yarığın iki yanına yapılacak kesiyi takiben kas onarımı yapılacaktır. Ağız mukozası ve cilt onarımı yapılarak yarık kapatılacaktır. Bu şekilde kas fonksiyon kazanacak ve normal dudak şekli oluşturulacaktır. Burunda oluşan deformite de bu girişimden fayda görecektir.

DUDAK YARIĞI CERRAHİSİ SONRASI İYİLEŞME
Çocuğunuz cerrahi sonrası huzursuz bir dönem geçirebilir. Bu dönemi atlatmak için çeşitli ilaçlar doktorunuz tarafından size önerilecektir. Çocuğunuzun ellerini ameliyat sahasından uzak tutmak için dirseklerin bükülmesini önleyen bandajları kullanmak bir süre gerekli olmaktadır. Kullanılan pansumanlar bir – iki gün sonra çıkarılacak, cilt dikişleri ise 5 gün sonra alınacak veya kullanılan materyale bağlı olarak kendiliğinden düşecektir. Çocuğunuzun ilk birkaç hafta boyunca beslenmesi ile ilgili öneriler doktorunuz tarafından size verilecektir. Ameliyat izi, ilk birkaç haftalık dönemde daha kırmızı ve geniş bir hale gelecektir. Bu görünüm zamanla azalacak ancak iz hiçbir zaman tamamen yok olmayacaktır. Birçok çocukta burun ve dudak bölgesindeki gölgelenmeler nedeniyle bu iz zorlukla görülebilir şekle dönüşecektir.

Bu operasyona ait dudak yarığı onam formu için tıklayınız..

DAMAK YARIĞI CERRAHİSİ
Damak yarıkları, bazı çocuklarda küçük dili etkileyen küçük bir çentik şeklinde iken, bazılarında dudak bölgesine kadar uzanmaktadır. Damak yarığı onarımı cerrahın, anestezistin ve hastanın durumuna göre 3 – 12 aylar arasında yapılabilmektedir. Bu şekilde çocuğun cerrahi işlemi tolere etmesi kolaylaşmaktadır. Cerrahi onarım sırasında, yarığın iki kenarında yapılan kesilerle, kenardaki dokular orta hatta doğru yaklaştırılmakta ve damak bütünlüğü sağlanmaktadır. Bu onarım sırasında yumuşak damak kasları da onarılmakta, bu şekilde çocuğun doğru konuşması ve beslenmesi için gerekli zemin de sağlanmaktadır.

DAMAK YARIĞI CERRAHİSİ SONRASI İYİLEŞME
Ameliyat sonrası ilk bir iki günde, ilaçlarla rahatlıkla kontrol edilebilen, huzursuzluk ve ağrı şikayetleri olabilmektedir. Bu zaman diliminde çocuk ağızdan beslenmeye başlanmasına rağmen normal miktarlarda beslenemeyeceği için damar yoluyla sıvı verilerek gerekli destek sağlanmaktadır. İlk günlerde çocuğun ellerini ağzına götürmesini önlemek için dirseklerin bükülmesini önleyen bandajlar gerekli olmaktadır. Ameliyat sonrası ilk birkaç haftada çocuğunuzun beslenmesi için gerekli öneriler doktorunuz tarafından size verilecektir. Bu önerilere uyulması damağın sorunsuz iyileşmesi açısından gereklidir.

İZLERİN DÜZELTİLMESİ

Vücudundaki herhangi bir yara izinin düzeltilmesini isteyen kişinin atması gereken ilk adım plastik cerraha danışmaktır. Kişi arzulanan sonucun mükemmeliyet değil düzelme olduğunu akılda tutarak ameliyat sonrası daha iyi görünmek ve daha iyi hissetmek konusundaki beklentilerini açık yüreklilikle tartışmalıdır. Herhangi bir estetik ameliyat girişiminden önce saptanması gereken en önemli etkenlerden biri duygusal kararlılıktır.

Muayene ettikten sonra cerrah, sizinle, yöntemle ilgili kararları etkileyecek diğer değişkenleri tartışacaktır. Kesin bir sonucu önceden belirlemek imkansızdır. Düzelmenin derecesi yaş, kalıtım, kemik yapısı, derinin kişisel özellikleri alkol, sigara kullanımı, beslenme, alışkanlıklar gibi etkenler tarafından belirlenir. Bu faktörler, bir dereceye kadar operasyonun ne kadar etkili olacağını da belirler.

Kötü izler
Ameliyat veya geçirilen bazı kazalara bağlı izlerin tedavisinde çok çeşitli yöntemler vardır. Erken dönemde kremler, silikon jel gibi uygulamalar ile izler yumuşatılmaya, renkleri açılmaya çalışılır. Geç dönemde ise yararlı olacağına inanılıyorsa, skar revizyonu denilen cerrahi işlemler yapılabilir. Bunlar izin çıkarılarak yeniden dikilmesinden, izin yönünün değiştirilmesi ve genişliğinin giderilmesine, gerekiyorsa deri nakli yapılmasına kadar farklı uygulamalardan oluşur. Skar revizyonları özel durumlar dışında yaralanmanın üzerinden bir yıl geçmeden yapılmaz.

İyi bir izi tanımlamak istersek ince, deri rengiyle aynı renkte, deriden kabarık olmayan, kaşıntısız, ağrısız bir izden söz edilir. Bu iz aynı zamanda vücudun veya yüzün izlenebilen bölgelerinde ya da mevcut deri çizgilerine paralel olmak durumundadır. Kötü bir ize gelince; deriden kabarık, kırmızı, kaşıntılı, dikkati çeken, sert ve geniş izler söz konusudur. Genellikle izlerin tümünde erken dönemde bir kızarıklık ve zaman içinde renkte bir düzelme, sertlikte bir azalma oluşur. Ama aradan altı ay veya bir yıl geçtikten sonra hala kırmızı, dikkati çeken ve deriden yüksek kalın bir iz, üzerinde revizyon yapılıp yapılamayacağı konusunda düşünülmesi gereken bir izdir.

İzin karekterini belirleyen çok farklı faktörler vardır. Bunlardan bir kısmı izi oluşturan olayın oluş şekline, bir kısmı ise bölgeye bağımlıdır. Farklı bölgelerde farklı şekilde izler oluşabilir. Örneğin göz kapağı iz konusunda derinin ince olması nedeniyle son derece olumlu bir bölge iken sırt, göğüs ön duvarı, omuz gibi bölgeler daha çok iz kalmasına müsait bölgelerdir. Bunun nedeni bu bölgelerdeki kasların yapısına bağlı olarak gerginliğin daha çok olmasıdır. Derinin ince olduğu ve çok fazla gerilime maruz kalmayan bölgelerde iz genellikle daha iyi bir şekilde oluşur.

Kesinin biçimi de izin oluşunda katkıda bulunur. Düzgün kesiler daha iyi, sürtünmeyle oluşan ya da dokunun ezilerek yaralandığı durumlarda oluşan izler daha kalitesiz ve kötüdür.

İzin yaşla da ilişkisi vardır. Genellikle çok küçük coçuklar, bebeklik dönemi ve çok ileri yaştaki insanlar da deri gerginliğinin azalmasına bağlı olarak izler daha iyiyken, gelişme döneminde ve ergenlik döneminde izler daha kötü oluşur.

İzleri olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biride iyileşmenin erken dönemlerinde güneşe maruz kalmaktır. Güneş ışınları izdeki bağ dokusunun artışına ve kötü nedbelere yol açar.

İzlerin kalitesinde genetik faktörlerinde rolü olduğuna inanılır. Ailevi nedenlerle kötü izlere meyilli olan kişilere ameliyat yapmaktan bazen kaçınmak gerekebilir. Aynı şekilde daha önce bir müdahale geçirmiş ve buna bağlı olarak kötü ize sahip birisinde yapılacak ameliyatlara dikkatle yaklaşılmalıdır. Bir diğer örnekte aşı izleridir. Eğer aşı izi çok kötü ise bu durumda hasta uyarılmalıdır.

Her ne olursa olsun hangi cerrahi yöntem kullanılırsa kullanılsın bir izin tamamen yok edilmesi imkansızdır. Ancak izler daha iyi hale getirilebilir. Bazı vücut bölgelerinde saklanabilir ya da daha az dikkati çeker hale getirilebilir.

Operasyon öncesinde 10 gün süreyle aspirin gibi kan sulandırıcı ajanlar kullanmamak gerekir. Hastanın geçmişindeki önemli rahatsızlıklar ve sürekli kullandığı ilaçlar varsa mutlaka doktora bildirilmelidir.

Ameliyattan sonra onarılan bölge özel bantlarla kapatılır ve bir süre ıslatılmaması istenir. Opere edilen alanlarda aradan birkaç ay geçse bile o bölgenin bantlarla desteklenmesi ve doku gerginliğinin azaltılması sizden istenebilir.

Yaraya gelen kuvvetleri azaltmak amacıylada en azından ilk iki gün istirahat edilmelidir. İşlem kol veya bacakta uygulanmışsa bu bölgelerin özellikle istirahat ettirilmesi, diğer bölgelerle kişinin günlük yaşamının sürdürülmesi mümkün olabilir.

Operasyon bölgesine şişliği ve ağrıyı kontrol etmek amacıyla soğuk uygulaması faydalı bir yöntemdir. Bu saat başı veya iki saatte bir aralıklı olarak bir torbaya doldurulmuş buz parçaları veya jellerle uygulanabilir. Uygulama sırasında buzun kesinlikle doğrudan deriye temas etmemesi gerekir.

İnfeksiyon ve sulanmaya eğilimli bölgelerde pansuman yapmanız önerilebilir. Bu pansuman sırasında, hijyenik koşullardaki steril gazlı bezlere betadin adı verilen antiseptik solüsyon kullanılarak, o bölgedeki sulanmanın temizlenmesi istenebilir.

Dikişlerin alınması gerekiyorsa bunun kaçıncı günde olacağı size bildirilir. Sürenin dışında dikişlerin aldırılması yaranın açılmasına ve kötü ize yol açabilir.

Operasyon sonrasında ilk iki gün ağrı ve gerginlik hissi normaldir. Üçüncü günden sonra bir rahatlama olması beklenir. Üçüncü ve dördüncü günden sonra işlem bölgesinde ağrının artması kızarıklık ve hassasiyetin oluşması bölgeden bir miktar kirli renkte bir akıntının gelmesi sizi uyarması gereken durumlardır. Bu durumda hemen doktorunuza başvurmanız gerekir.

İşlem sonrası ilk 3-4 ay, izin en kötü olduğu dönemdir. Bu dönemde çalışma bölgesini yumuşatacak kremler uygulanabilir. Bu dönem içinde güneşten kaçınılmalıdır. İzdeki yumuşama rengin açılması 3-4 aydan sonra başlar. Bu dönemde kontrolünüz yapılır. Daha erken dönemde bazen yumuşatıcı kremler dışında nedbeleri daha iyi hale getirecek kremlerin kullanılması size önerilebilir.

ANESTEZİ

İzlerin kaybedilmesi için bir cerrahi girişim yapılacaksa bu duruma göre genel anestezi veya lokal anestezi ile yapılabilir.

LİPOSUCTION ESTETİK AMELİYATI

Liposuction ameliyatı düşünen kişinin atması gereken ilk adım plastik cerraha danışmaktır. Kişi arzulanan sonucun mükemmeliyet değil düzelme olduğunu akılda tutarak ameliyat sonrası daha iyi görünmek ve daha iyi hissetmek konusundaki beklentilerini açık yüreklilikle tartışmalıdır. Herhangi bir estetik ameliyat girişiminden önce saptanması gereken en önemli etkenlerden biri duygusal kararlılıktır.

Liposuction ameliyatı görünümünüzü düzeltebilir ve kendinize güveninizi tazeleyebilir; fakat gerisi size kalmaktadır. Muayene ettikten sonra cerrah, sizinle, yöntemle ilgili kararları etkileyecek diğer değişkenleri tartışacaktır. Düzelmenin derecesi yaş, kalıtım, kemik yapısı, derinin kişisel özellikleri alkol, sigara kullanımı, beslenme, alışkanlıklar gibi etkenler tarafından belirlenir. Bu faktörler, bir dereceye kadar operasyonun ne kadar etkili olacağını da belirler.

Fazla Yağların Alınması Ameliyatı
İnsan vücudundaki yağ hücresi sayısı sabittir .Ergenlikten sonra yağ hücresi sayısı artmaz, ancak yağ hücrelerinin hacmi artar .Bu da kilo artışı ile sonuçlanır .Beslenme alışkanlıkları ve yaşam biçimi insanların kilo alıp vermelerinde en önemli faktörlerdir .Özellikle ülkemizin mutfağının zengin oluşu ve insanımızın damak zevki genel olarak kilolu bir ulus olmamıza yol açmaktadır. Fazla kilo kadın erkek herkesin sorunu olabilir .Diyet ve egzersiz eksiklikleri, kadınlarda gebelik değişik derecelerde kilo alınmasına neden olabilir. Fazla kilo ayrıca kalp ve damarlar üzerine zararlı etkiye sahiptir.

Fazla kilolardan kurtulmak için uygun diyet ve egzersiz ve düzenli bir yaşam tarzı şarttır .Ancak ,bu şartları yerine getiren kişilerde bile ,kaybolmayan inatçı yağ birikimleri olabilir. Karın, bel, kalça, uyluk dış ve iç tarafı, diz gibi vücudun belli bölgeleri diyet ve egzersize dirençli yağ birikim bölgeleridir . Bu bölgelerdeki fazla yağlanma diyet ve egzersizle bir ölçüde giderilir , daha fazla egzersiz ve diyet bu bölgelerde incelme yerine vücudun genel metabolizmasının bozulması ile sonuçlanır.

Liposuction nedir ?
Lliposuction,vücudun dirençli bölgelerindeki inatçı yağ birikimlerinin vakumla emilerek, vücuttan yağların uzaklaştırıldığı bir ameliyattır .Kesinlikle bir zayıflama ameliyatı değil, bir vücut kontur düzeltme ameliyatıdır .Bu ameliyatla hacmi artmış, diyet ve egzersize dirençli yağ dokusu vücuttan uzaklaştırılırken, mevcut yağ hücrelerinin sayısı da azaltılmış olur .

Liposuction ameliyatında inatçı yağlanma bölgesi, özel bir sıvı enjeksiyonu ile şişirilir .Daha sonra bu bölge üzerine veya yakınına 5 mm. uzunluğunda birkaç kesi yapılır. Bu kesilerden hastanın durumuna göre 2-6 mm. çapındaki kanül denilen metal borular deri altı tabakası içine sokulur ve kanüller vakum cihazına bağlıdır .

Vakum cihazının çalıştırılır,kanüller yağ birikim bölgelerinde uygun derinlikte hareket ettirilerek fazla yağların uzaklaştırılması işlemi başlar . Vakum aracılığı ile yağların emilmesi işlemi arzu edilen vücut konturu ve bunun yanında düzgün bir cilt yüzeyi sağlanıncaya kadar devam eder . Son yıllarda ultrason enerjisinden yararlanılmağa başlanmıştır .Bu yöntemde fazla yağ dokuları ultrason dalgaları ile parçalanır, daha sonra vakumla alınır. Aynı kanül sistemi kullanılır. Klasik liposuction'a göre daha uzun sürer . Kanül çapı daha geniş olduğundan yara iz daha uzun kalır .Uzak sonuçları henüz tam olarak bilinmediğinden ülkemizde ve uluslararası alanda fazla kabul görmüş bir yöntem değildir .

Liposuction ile derin katlardaki fazla inatçı yağlar alınmakla birlikte, son 10 yıl içinde geliştirilen yüzeyel liposuction yada liposculpture adı verilen yöntemle kontur düzensizliğine neden olan yağ birikimleri de giderilebilmektedir .Liposculpture tekniği ayrıca deri sarkıklıklarının giderilmesinde faydalı olmaktadır.

Klasik liposuction işlemi ilk çıktığı 1970 li yıllarda kullanılan kanül çaplarının oldukça geniş olması, kullanılan vakum cihazlarının yeterli olmaması nedeniyle ciddi sorunlara neden olmuştur .İşlem vücutta önemli derecede sıvı ve elektrolit kaybına neden olabilmektedir .Bu ameliyattan sonra yaşamım yitiren hastalar olmuştur .Bu sorunlar günümüzde geride kalmıştır .Son 10 yıldır uygulanmakta olan teknikler ile Iiposuction vücut kontur düzeltimindeki vazgeçilmez yerini almıştır .Artık oturmuş, kabul görmüş ve klasik ders kitaplarına girmiş aynı gün eve çıkılmasına izin veren bir yöntemdir .Amaç zayıflatma değil, kontur düzeltme olduğu sürece, iyi seçilmiş hastada, hastane koşullarında iyi uygulanan teknikle, emniyet sınırı aşılmadığı takdirde herhangi bir riski olmayan bir ameliyattır. Günümüzde emniyet sınırı 2.5 litre olarak kabul edilmektedir. Daha fazla miktar da alınabilir. O zaman ameliyat 3-6 aylık aralarla seanslar halinde yapılabilir ya da hastanın sıvı ve elektrolit dengesini tamamlayacak önlemler alınarak yapılır .Kan nakli gerekli olabilir . Morbid obesite denilen genç (20-30 yaşlarında) çok kilolu (120 Kilodan fazla) hastalarda gerekli önlemler alınarak tek seansta 28 litreye kadar yağ alınması uygulanabilir hale gelmiştir .

Ameliyat Öncesi Ameliyata Hazırlanma Nasıldır?
Bu dönemde cerrahınızın sizden bazı talepleri olacaktır. Özellikle eğer sigara içiyorsanız buna ameliyattan 4 hafta önce ve 2 hafta sonrasına kadar ara vermelisiniz. Bu dönemde güneşte fazla kalmamalısınız. Eğer kullanıyorsanız E vitamini ve aspirine ara veriniz ve ameliyat öncesi ağır diyet rejimlerinden kaçınınız. Soğuk algınlığı yada başka bir enfeksiyon, operasyonunun ertelenmesine sebep olabilir.

Ameliyat
Ameliyat, hastane koşullarında ameliyathanede ve anestezi uzmanının gözetiminde yapılır. Genel anestezi tercih edilir. Çok sınırlı küçük alanlarda sadece lokal anestezi uygulanabilir. Ameliyat vakum uygulanacak bölgelerin durumuna göre 1-2.5 saat arasında sürer. Ameliyatın genişliğine bağlı olarak aynı gün eve çıkmak mümkündür.

Ameliyat sonrası genellikle rahat geçer. Ağrı hissedilmez. Ameliyat sonunda vakum uygulanmış alanlara özel bandaj uygulanır , ve hastaya korse giydirilir. 6 gün sonra korse özel bandaj çıkarılır . Dikişler alınır. Korse yeniden giydirilir. Hasta korse giymeğe 6 hafta devam eder. Ameliyat sonrası ilk 6 haftalık dönemde korsesiz ayağa kalkılmamalıdır .Vakum uygulanmış alanlarda morumsu renk değişiklikleri olabilir .Şişlik, karıncalanma ve yanma hissi olabilir .Bunlar 3 hafta içinde kendiliğinden kaybolur .Ameliyat yara izleri de 2-6 ay içinde belli belirsiz hale gelir .

Liposuction ameliyatı plastik cerrahide son 20 yıl içindeki en iyi buluşlardan biridir. İyi seçilmiş hastada ve iyi uygulanan teknikle kalıcı sonuç verir. Ancak kişinin diyet ve egzersizlerine devam etmesi gerekir .Kullanılan kanüller ve vakum cihazlarındaki gelişmeler ile çene altı , yanaklar , boyun, kol üst iç yanı, memeler, göğüs, karın, bel kalça, uyluk, diz iç yanı ve bacak gibi vücudun hemen hemen her bölgesindeki inatçı yağ birikimlerinin vakumla alınması mümkün hale gelmiştir. Diğer vücut kontur düzeltme ameliyatlarında tamamlayıcı işlem olarak kullanılmaktadır .

Son zamanlarda basında liposuction yönteminin tarihe karıştığı ,yerine başka isimler verilen yöntemlerin geliştirildiği, ameliyatın ayaktan ağrısız, kansız, izsiz yapılabildiği şeklinde reklamlar verildiği gözlenmektedir. Çok sayıda hastamız kafaları karıştıran bu konuda aydınlatıcı bilgi almak için sorular sormuşlardır, hala da sormağa devam etmektedirler. Liposhaping, liposhaving gibi isimler verilen bu yöntem aslında son 10 yıldır plastik cerrahlar tarafından lokal anestezi ile uygulanan ''yüzeyel Iiposuction yada liposculpture" yönteminden başka bir şey değildir. Kanülü yerleştirmek için mutlaka bir veya birkaç kesi yapılması gerektiğinden izsiz olması mümkün değildir. Ancak bu izler daha önce de belirtildiği gibi, zamanla belli belirsiz hale gelen izlerdir. Lokal anestezi olmadan hiçbir kesi yapılamaz. Yine daha önce belirtildiği gibi ameliyatın zaten lokal anestezi ile yapılıyor olması bu reklamı yapan kişilerce ağrısız olarak nitelendirilmektedir. Kanamaya neden olmayan ameliyat yoktur. Her ameliyat derecesine göre kanama yapar. Liposculpture yônteminde 1 litre fazla yağ dokusu alındığında kanama miktarı 70 cc. kadardır. Önemli derecede olmayan bu miktar kan kaybının yine bu kişilerce kansız ameliyat olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Anlaşılması mümkün olmayan ise bu reklamı veren kişilerin plastik cerrah olmamaları ve kendi uğraş alanlarına girmeyen, eğitimini almamış oldukları bu son derece önemli ameliyatı hastane koşullarında değil, poliklinik yada muayenehane koşullarında yapmış olmalarıdır. Liposuction ameliyatı olmayı planlayan hastalarımızın ameliyattan önce iyi bir araştırma yapmaları, bu ameliyatın erken ve geç sonuçları, riskleri hakkında bilgi sahibi olmaları, hekimlerini seçmede özen göstermeleri gerekir. Ülkemizde yasaların boşluğundan yararlanan, meslek ahlakı ilkelerine uymayan, insanlarımızı yanlış yönlendiren bu kişilere halkımız izin vermemelidir .

YÖNTEME AİT RİSKLER

Ameliyattan sonra ve erken dönemde karşılaşılacak komplikasyonlar şunlardır:

Erken Dönem:
Kanama: sıvı enjeksiyonu ve ince kanül kullanılmana bağlı olarak giderek azalmıştır. İlk 24 saat içinde görülen ve doğal olan sızıntıları kanama ile karıştırmamak gerekir.
Enfeksiyon: Son derece nadir rastlanır İşlem sonrası antibiyotik kullanımı ve hijyen kurallarına uyulması bu riski azaltır. Belli bir bölgede hassasiyetin artması, ısı ve sıcaklık artışı enfeksiyon bulguları olabilir. Bu durumda doktorunuzu aramalısınız.
Aşırı morluk ve şişlikler: Uygulama yapılan bölgede bir miktar morluk ve şişlik olması doğaldır. Aşırı morluklar korsenin yanlış kullanılması, alınan bazı ilaçlar, kişinin kanama eğilimine bağlı olabilir.
İşlem bölgesindeki doğrudan uyuşma: Uygulama bölgesinde geçici uyuşukluklar beklenir. Bazen bunların düzelmesi ayları bulabilir. Çok nadir olarak kalıcı olabilir.
Akciğer Embolisi: . Akciğerlere kan pıhtısı atılması da liposuction’ın olası bir komplikasyonudur. Gerekli müdahale yapılmadığında zatürreye, solunum sıkıntılarına ve hatta ölüme yol açabilir.
Deri kaybı: D eri kaybı çok nadir görülen bir diğer komplikasyondur.
Geç Dönem:

Düzensizlikler: Özellikle deri elastikiyetinin iyi olmadığı durumlarda karşılaşılabilen yer yer girintiler ve çıkıntılardır. Bunlar bazen işlem sonrası en erken 6-12 ay olmak üzere revizyon denilen ilave girişimler gerektirebilirler. Revizyon oranı yaklaşık % 30 dur.
İşlem öncesinde; deri gevşek ve sarkıksa vakumla yağ alınması yeterli olmaz. Deriyi geren cerrahi işlemlerin eklenmesi gerekebilir. Eğer, bu önerilmesine rağmen kişi ek cerrahi girişimi kabul etmemişse, vakumla yağ alınan bölgelerde sarkmalar ve deri bolluğunun yol açtığı sorunlar olabilir. Bu durumda ya tek başına yağ alınması uygulanmamalı, liposuction ile aynı anda veya sonrasında germe operasyonları eklenmelidir.
Çok yüzeyel yapılan vakumla yağ alma işlemlerinde, deride bazı kalıcırenk değişiklikleri karşımıza çıkabilir. Bu durum özellikle aynı bölgeye birden çok vakumla yağ alınması işlemi uygulandığında gerçekleşir.

KOL GERME

Kol germe ameliyatı düşünen kişinin atması gereken ilk adım plastik cerraha danışmaktır. Kişi arzulanan sonucun mükemmeliyet değil düzelme olduğunu akılda tutarak ameliyat sonrası daha iyi görünmek ve daha iyi hissetmek konusundaki beklentilerini açık yüreklilikle tartışmalıdır. Herhangi bir estetik ameliyat girişiminden önce saptanması gereken en önemli etkenlerden biri duygusal kararlılıktır.

Muayene ettikten sonra cerrah, sizinle, yöntemle ilgili kararları etkileyecek diğer değişkenleri tartışacaktır. Sıklıkla, kol germe ameliyatının, kişinin daha zinde ve genç görünmesini sağladığı söylenir. Fakat kesin bir sonucu önceden belirlemek imkansızdır. Düzelmenin derecesi yaş, kalıtım, kemik yapısı, derinin kişisel özellikleri alkol, sigara kullanımı, beslenme, alışkanlıklar gibi etkenler tarafından belirlenir. Bu faktörler, bir dereceye kadar operasyonun ne kadar etkili olacağını da belirler.

Kol germe ameliyatı
Yaşlanma, deri kalınlığı ve esnekliğin zamanla azalması ile karakterizedir. Değişikliğe uğramış derinin sarkıklığı alttaki yağ, kas ve kemik dokularının erimesi ile artmaktadır. Normalde elastik lifler dermis denilen deri iç tabakasının % 2-4 ünü oluştururken, yaşlanma ile bu oran azalır ve deri esnekliği kaybına neden olur.genelde yaşlanma, genetic faktörlerin kontrolünde olan gevşeme ile çevresel faktörlerin kombinasyonu sonucu gelişmektedir. Deri ve deri altı dokular eridikçe yerçekimi deriyi aşağı doğru çeker.

Günümüzde vücut konturlarının düzeltilmesi için yapılan işlemler oldukça rağbet görmektedir. Bunun altında yatan en önemli neden başarılı sonuçların elde edilmesidir.Kontur düzeltilmesinde vücut bir bütün olarak değerlendirilmelidir ve bölgeler arası orantılara dikkat edilmelidir. Aksi takdirde elde edilen sonuç yetersiz olacaktır.

Yaşlılık, aralıklı kilo verme ve yerçekimine bağlı olarak kol arka ve iç kısmında sarkıklıklar meydana gelir. Sarkıklık ile birlikte birikmiş olan yağ dokusunun miktarı kişiye gore farklılık gösterir. Bu nedenle her hasta ayrı değerlendirilmelidir. Kol germe ameliyatı (Brachioplasty) tek başına yapılabileceği gibi diğer vücut kontur düzeltme ameliyatları ile birliktede yapılabilir.

Ameliyat öncesi değerlendirmede kol iç ve arka kısımdaki yağ dokusunun miktarı ve sarkıklığın derecesine dikkat edilir. Ayrıca ameliyat sonrası oluşacak yara izi hakkında hastaya ayrıntılı bilgi verilir. Yara izi, tüm ameliyatlarda olduğu gibi kol germe ameliyatı sonrasında da genişlik ve kabarıklık açısından kişiler arasında farklılık gösterir. Denellikle koltuk altından dirseğe kadar giden ve zaman içerisinde genişleyen bir iz oluşur.

Ameliyat öncesinde cerrahınızın sizden bazı talepleri olacaktır. Özellikle eğer sigara içiyorsanız buna ameliyattan 4 hafta önce ve 2 hafta sonrasına kadar ara vermelisiniz. Bu dönemde güneşte fazla kalmamalısınız. Eğer kullanıyorsanız E vitamini ve aspirine ara veriniz ve ameliyat öncesi ağır diyet rejimlerinden kaçınınız. Soğuk algınlığı yada başka bir enfeksiyon, operasyonunun ertelenmesine sebep olabilir.

Ameliyat...
Ameliyat hastane koşullarında, genel anestezi ya da sedasyon + local anestezi ile yapılır. Ortalam 1-2 saat sürer. Aynı gün eve çıkmak mümkündür.

Kol iç ve arka kısmından elips şeklinde kesi yapılarak fazlalık deri ve deri altı yağ dokusu çıkarılır. Dikişlerle kapatılan yara üzerine pansuman yapılır.

Ameliyat sonrası...
Ameliyat sonrası erken dönem genellikle rahat geçer. Antibiyotik ve ağrı kesiciler kullanılır. Takip eden günlerde 2-3 kez pansuman yapılıur. 12-14. gün dikişler alınır.

Dogru hasta seçimi yapildiginda bu operasyon hem hekimi hem de hastayi mutlu eder. Ancak unutulmamasi gereken oldukça belirgin ve zaman içerisinde genisleyen izlere sahip olunacagidir.

Alternatif Tedaviler Nelerdir?
Vakum esliginde yag alinmasi eger iyi kalitede gergin bir cilt ve sinirli yag birikimi varsa ve kol kaslari tonusunu kaybetmemisse normal agirliktaki kisilerde alternatif olarak düsünülebilir. Total vücut yaginin azalmasinda diyet ve egzersiz programlari da etkili olabilir, ancak deri sarkikligina etkili olmaz. Riskler ve muhtemel komplikasyonlar diye adlandirilan, ameliyat sonrasi beklenmeyen ancak olasi olaylar alternatif tedavilerde de ameliyatin risklerini tasir.

Kol Germe Ameliyatinin Riskleri Nelerdir?
Vücut kontürü düzeltme konusunda da uzmanlasmis bir plastik cerrah tarafindan bu ameliyat yapildigi takdirde sonuç genellikle tatmin edicidir. Her cerrahi islemin belli miktarda riski mevcuttur ve önemli olan sizin kol germe ameliyati ile ilgili olanlari anlamanizdir. Kisinin cerrahi islemi kabul etmesinde ameliyatin risk ve faydalarinin karsilastirilmasi esastir. Pek çok kadin yada erkek asagidaki komplikasyonlar ile karsilasmasa bile, siz, plastik cerrahinizla riskleri, muhtemel komplikasyonlari ve sonuçlarini, anladiginiza emin olana kadar tartisin. Iyi ameliyat öncesi inceleme ve degerlendirme, uygun hastane sartlarinda plastik cerrah tarafindan gerçeklestirilen bu ameliyatin enfeksiyon ve kanama gibi komplikasyonlari nadirdir. Enfeksiyon antibiyotik ve abse olusmussa apsenin bosaltilmasi ile tedavi edilir fakat hastanede yatma süresini uzatabilir. Yara iyilesmesinde gecikme veya kötü yara iyilesmesi görülebilir ve yara iziyle sonuçlanabilir. Bu sartlarda ikinci bir ameliyat gerekebilir. Sigara içenlerde cilt kaybi ve yara iyilesmesinde komplikasyonlara daha sik rastlanir.

Uzun Dönem Etkileri Nedir?
Yaslanmaya, gebelige ve kilo alip vermeye bagli olarak ameliyat bölgesinde kontur degisiklikleri gelisebilir.

Tatmin Edici Olmayan Sonuçlar Nelerdir?
Geçirdiginiz cerrahi islemin sonuçlari ile ilgili olarak nadiren hayal kirikligina ugrayabilirsiniz. Bu tip sonuçlari düzeltmek için ek cerrahi girisim gerekebilir. Bu bilgiler sizin için tam anlami ile yeterli olmayabilir. Cerrahiniz ile karsilikli konusarak tüm ayrintilar hakkinda bilgi sahibi olunuz.

UYLUK GERME

Uyluk germe ameliyatı düşünen kişinin atması gereken ilk adım plastik cerraha danışmaktır. Kişi arzulanan sonucun mükemmeliyet değil düzelme olduğunu akılda tutarak ameliyat sonrası daha iyi görünmek ve daha iyi hissetmek konusundaki beklentilerini açık yüreklilikle tartışmalıdır. Herhangi bir estetik ameliyat girişiminden önce saptanması gereken en önemli etkenlerden biri duygusal kararlılıktır.

Muayene ettikten sonra cerrah, sizinle, yöntemle ilgili kararları etkileyecek diğer değişkenleri tartışacaktır. Sıklıkla, kol germe ameliyatının, kişinin daha zinde ve genç görünmesini sağladığı söylenir. Fakat kesin bir sonucu önceden belirlemek imkansızdır. Düzelmenin derecesi yaş, kalıtım, kemik yapısı, derinin kişisel özellikleri alkol, sigara kullanımı, beslenme, alışkanlıklar gibi etkenler tarafından belirlenir. Bu faktörler, bir dereceye kadar operasyonun ne kadar etkili olacağını da belirler.

Uyluk germe ameliyatı
Yaşlanma, deri kalınlığı ve esnekliğin zamanla azalması ile karakterizedir. Değişikliğe uğramış derinin sarkıklığı alttaki yağ, kas ve kemik dokularının erimesi ile artmaktadır. Normalde elastik lifler dermis denilen deri iç tabakasının % 2-4 ünü oluştururken, yaşlanma ile bu oran azalır ve deri esnekliği kaybına neden olur.genelde yaşlanma, genetic faktörlerin kontrolünde olan gevşeme ile çevresel faktörlerin kombinasyonu sonucu gelişmektedir. Özellikle kısa sürede fazla miktarda kilo verilmesi deri ve deri altı dokusunun sarkmasına neden olabilir. Deri ve deri altı dokular eridikçe yerçekimi deriyi aşağı doğru çeker.

Günümüzde vücut konturlarının düzeltilmesi için yapılan işlemler oldukça rağbet görmektedir. Bunun altında yatan en önemli neden başarılı sonuçların elde edilmesidir.Kontur düzeltilmesinde vücut bir bütün olarak değerlendirilmelidir ve bölgeler arası orantılara dikkat edilmelidir. Aksi takdirde elde edilen sonuç yetersiz olacaktır.

Yaşlılık, aralıklı kilo verme ve yerçekimine bağlı olarak uyluk iç ve arka kısmında sarkıklıklar meydana gelir. Sarkıklık ile birlikte birikmiş olan yağ dokusunun miktarı kişiye gore farklılık gösterir. Bu nedenle her hasta ayrı değerlendirilmelidir. Uyluk germe ameliyatı (Femoral lift) tek başına yapılabileceği gibi diğer vücut kontur düzeltme ameliyatları ile birliktede yapılabilir.

Ameliyat öncesi değerlendirmede uyluk iç ve arka kısımdaki yağ dokusunun miktarı ve sarkıklığın derecesine dikkat edilir. Ayrıca ameliyat sonrası oluşacak yara izi hakkında hastaya ayrıntılı bilgi verilir. Yara izi, tüm ameliyatlarda olduğu gibi uyluk germe ameliyatı sonrasında da genişlik ve kabarıklık açısından kişiler arasında farklılık gösterir. Genellikle kasık bölgesinden başlayıp gluteal bölgeye doğru uzanan ve zaman içerisinde genişleyen bir iz oluşur. İleri derecede sarkık vakalarda ek olarak bacak iç yüzünden yukarıdan aşağıya diz iç yüzüne kadar giden bir kesiyi ameliyata eklemek gerekebilir.

Ameliyat öncesinde cerrahınızın sizden bazı talepleri olacaktır. Özellikle eğer sigara içiyorsanız buna ameliyattan 4 hafta önce ve 2 hafta sonrasına kadar ara vermelisiniz. Bu dönemde güneşte fazla kalmamalısınız. Eğer kullanıyorsanız E vitamini ve aspirine ara veriniz ve ameliyat öncesi ağır diyet rejimlerinden kaçınınız. Soğuk algınlığı yada başka bir enfeksiyon, operasyonunun ertelenmesine sebep olabilir.

Ameliyat…
Ameliyat hastane koşullarında, genel anestezi ile yapılır. Ortalam 3-4 saat sürer. Bir, iki gece hastanede yatmak gerekir.

Yukarıda tariff edilen kesiler yapılarak fazlalık deri ve deri altı yağ dokusu çıkarılır. Dikişlerle kapatılan yara üzerine pansuman yapılır.

Ameliyat sonrası…
Ameliyat sonrası erken dönem genellikle rahat geçer. Antibiyotik ve ağrı kesiciler kullanılır. Takip eden günlerde 2-3 kez pansuman yapılıur. 12-14. gün dikişler alınır.

Doğru hasta seçimi yapıldığında bu operasyon hem hekimi hem de hastayı mutlu eder. Ancak unutulmaması gereken oldukça belirgin ve zaman içerisinde genişleyen izlere sahip olunacağıdır.

Alternatif Tedaviler Nelerdir?
Vakum eşliğinde yağ alınması eğer iyi kalitede gergin bir cilt ve sınırlı yağ birikimi varsa ve bacak kasları tonusunu kaybetmemişse normal ağırlıktaki kişilerde alternatif olarak düşünülebilir. Total vücut yağının azalmasında diyet ve egzersiz programları da etkili olabilir, ancak deri sarkıklığına etkili olmaz. Riskler ve muhtemel komplikasyonlar diye adlandırılan, ameliyat sonrası beklenmeyen ancak olası olaylar alternatif tedavilerde de ameliyatın risklerini taşır.

Uyluk Germe Ameliyatının Riskleri Nelerdir?
Vücut kontürü düzeltme konusunda da uzmanlaşmış bir plastik cerrah tarafından bu ameliyat yapıldığı takdirde sonuç genellikle tatmin edicidir. Her cerrahi işlemin belli miktarda riski mevcuttur ve önemli olan sizin uyluk germe ameliyatı ile ilgili olanları anlamanızdır. Kişinin cerrahi işlemi kabul etmesinde ameliyatın risk ve faydalarının karşılaştırılması esastır. Pek çok kadın yada erkek aşağıdaki komplikasyonlar ile karşılaşmasa bile, siz, plastik cerrahınızla riskleri, muhtemel komplikasyonları ve sonuçlarını, anladığınıza emin olana kadar tartışın. İyi ameliyat öncesi inceleme ve değerlendirme, uygun hastane şartlarında plastik cerrah tarafından gerçekleştirilen bu ameliyatın enfeksiyon ve kanama gibi komplikasyonları nadirdir. Enfeksiyon antibiyotik ve abse oluşmuşsa apsenin boşaltılması ile tedavi edilir fakat hastanede yatma süresini uzatabilir. Yara iyileşmesinde gecikme veya kötü yara iyileşmesi görülebilir ve yara iziyle sonuçlanabilir. Bu şartlarda ikinci bir ameliyat gerekebilir. Sigara içenlerde içmeyenlere oranla cilt kaybı ve yara iyileşmesinde komplikasyonlara daha sık rastlanır.

Uzun Dönem Etkileri Nedir?
Yaşlanmaya, gebeliğe ve kilo alıp vermeye bağlı olarak ameliyat bölgesinde kontur değişiklikleri gelişebilir.

Tatmin Edici Olmayan Sonuçlar Nelerdir?
Geçirdiğiniz cerrahi işlemin sonuçları ile ilgili olarak nadiren hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Bu tip sonuçları düzeltmek için ek cerrahi girişim gerekebilir. Bu bilgiler sizin için tam anlamı ile yeterli olmayabilir. Cerrahınız ile karşılıklı konuşarak tüm ayrıntılar hakkında bilgi sahibi olunuz.